FAALİYETİNE SON VEREN İŞLETMELERİN VERGİ KAYITLARININ SİLİNMESİ

Ana Sayfa > Kosgeb

FAALİYETİNE SON VEREN İŞLETMELERİN VERGİ KAYITLARININ SİLİNMESİ

Vergisel açıdan gerek idare gerekse mükellefleri yakından ilgilendiren ve sıkıntılara yol açan önemli konulardan birisi de çeşitli sebeplerle faaliyetine son veren işletmelerin vergisel sorumluluklarıdır. Uygulamada sorun iki farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. Birinci olarak, gerçek veya tüzel kişi mükellefler faaliyetlerine son vermekle birlikte vergi dairesine işi bırakma bildiriminde bulunmamaktadırlar. Bunun üzerine mükellefler adına işin bırakıldığı dönemden sonraki zaman dilimleri için  takdir komisyonlarınca takdir edilen vergiler idare ile mükellefler arasında ihtilafların doğmasına, zaman ve emek kaybına yol açmaktadır.

Diğer bir sorun ise kurumlar vergisi mükellefi olan şirketler açısından mükellefiyetin ancak tasfiye veya iflas hallerinde mümkün olabilmesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Türk Ticaret Kanununda öngörülen işlemler yerine getirilmeden ve tasfiye veya iflasın sona erdiği tescil ve ilan edilmeden şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması mümkün olamamaktadır. Faaliyetlerini uzun süreden beri bırakmış, ortakları dağılmış, ortaklığın feshine ve tasfiyesi işlemleri ihmal edilmiş, sorumlu ve muhatap tutulacak kanuni temsilci veya tasfiye memuru da bulunmayan ve işi bırakma keyfiyetini vergi dairesine bildirmemiş olan şirketlerin, beyanname vermedikleri dönemlere ilişkin matrahların re’sen takdiri yoluna gidilebilmekte  bu durum da bazı sakıncalar doğurmaktadır.

5228 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrası değiştirilmesi ve maddenin sonuna yeni fıkralar eklenmesi yukarıda söz ettiğimiz sıkıntıların ortadan kaldırılması açısından önemli bir adım olmuştur. Yapılan yasal düzenleme, ortak veya kanuni temsilcilerin karşılaştıkları problemleri çözme yanında bir çok gayri faal işletmenin kaydının terkin edilmesi suretiyle  vergi dairelerini de rahatlatacak ve faal mükelleflere sunulan hizmetin kalitesinin aratmasına katkı sağlayacaktır.

5228 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile 213 sayılı Kanununun 160 ıncı maddesi şu şekli almıştır;

“İşi Bırakmanın Bildirilmesi

Madde 160- 153. maddede yazılı mükelleflerden işi bırakanlar, keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.

İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir. Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşuna da bildirilir.

Mükellefiyet kaydının terkin edilmesi, mükellefin işi bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı gibi bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu dönemlere ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulanmasına da engel teşkil etmez.

Bu madde kapsamında mükellefiyet kayıtları terkin edilenlerin kimlik bilgileri ile bunların bastırmış veya tasdik ettirmiş oldukları belgeler ve kullanmış oldukları ödeme kaydedici cihazlara ilişkin bilgiler Maliye Bakanlığınca belirlenecek araçlarla duyurulur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”