BAŞARILI GİRİŞİMCİLERİN NİTELİK VE BECERİLERİ

Ana Sayfa > Kosgeb

BAŞARILI GİRİŞİMCİLERİN NİTELİK VE BECERİLERİ

Başarılı girişimcilerin kişilik özellikleri, girişimcilik kariyeri düşünen kişilerin ilgisini çeken bir konudur. Bu konuda yapılan pek çok araştırma olmasına rağmen, başarılı girişimcilerin belirgin bir nitelik setine sahip olduğu konusunda çok net bir bilgi bulunmamaktadır. Hatta bazı çalışmalarda girişimcilik başarısı ile kişilik özellikleri arasında herhangi bir ilişki olmadığı bile ifade edilmektedir (Gartner, 1988; Brockhaus ve Horwitz, 1986). Diğer bir ifadeyle girişimcilik doğuştan gelen birtakım kişilik özelliklerine sahip insanların yapacağı bir iş gibi bir yaklaşım doğru değildir. Herkes girişimci olabilir. Ancak elbette her meslekte olduğu gibi girişimcilikte de bazı özelliklerin girişimcilik başarısını etkileyebilme özelliğine sahip olduğu söylenebilir. Örneğin, girişimcinin bir işin kuruluş aşamasında ve sonrasında önemli stratejik kararları hızlıca vermesi gerekecektir. Bu nedenle kişinin kararlı bir kişilik özelliğine sahip olması, bu konuda kendisine yardımcı olacaktır. Bu özellikler, doğuştan gelen kalıtımsal özellikler olmayıp, kişinin isteği ve azmi doğrultusunda geliştirilebilir. Özetle, girişimcilik için gerekli olan nitelik ve becerilerin çalışarak elde edilebileceğinin akılda tutulması gerekir. Kişinin başarılı bir girişimci olmak için kazanması gereken en temel özellikler; özyeterlilik, yenilikçi olma, risk alma ve liderlik gibi temel başlıklarda toplanabilir. 4.1. Öz Yeterlilik Özellikle belirsizliğin ve rekabet düzeyinin yüksek olduğu durumlarda, girişimcinin koymuş olduğu hedefe varma konusundaki inancının yüksek olması, kendi yeterliliklerine güvenmesi önemli bir konudur. Girişimcilik, pek çok engel ve macerayla dolu bir yolculuktur. Bu yolculukta girişimciler çoğu zaman beklenmedik sürprizlerle karşılaşabilmektedir. Bu olumsuz durumlarla baş etmek için girişimcinin hedefe ulaşma konusunda kendine güvenmesi ve kararlılıkla bu doğrultuda hareket etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ilk olumsuz durumla karşılaştığında ki bu kesinlikle olacaktır hemen moralini bozarak hedefine ulaşmayı imkânsız hale getirebilir. Bu nedenle öz yeterlilik düzeyinin yüksek olması girişimcilik başarısının en önemli belirleyicilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalarda da kişinin öz yeterlilik duygusunun yüksek olmasının, küçük işletmelerin büyümesi ile yakından ilişkili olduğu tespit edilmiştir (Baum ve Locke, 2004). Öz yeterlilik, kişinin istenen bir sonuca ulaşmada veya belirli bir durumda sergileyebileceği bilgi ve yeteneklerine olan inancı olarak tanımlanmaktadır (Luszczynska, Scholz ve Schwarzer; 2005). Öz yeterliliği yüksek olan bireyler kendileri için yüksek hedefler koyar ve diğerlerinin almakta zorlandığı görevleri tercih ederler. Zorluklara karşı gönüllü olarak mücadele ederler. Hedeflerine varma konusunda kendi kendilerini motive edebilir ve hedeflerine ulaşmak için gerekli mücadeleyi vermekten çekinmezler. Bu nedenle öz-yeterliliği yüksek kişiler hedeflerine doğru yürürken önlerine çıkacak tüm zorluklara da direnerek başarıya ulaşırlar (Luthans, Youssef ve Avolio, 2006) Girişimcilik açısından öz yeterlilik konusunun özellikle 2000 sonrası yapılan araştırmalarda, girişimcilik performansının önemli bir belirleyicisi olarak ortaya çıktığı ifade edilmektedir (Kerr, Kerr ve Xu, 2017). Kişinin öz yeterlilik duygusu, elbette ele alınan konu ile de yakından ilgilidir. Girişimcilik ile ilgili öz yeterlilik genellikle yenilik, risk alma, pazarlama, yönetim ve finansal kontrol alanlarının birleşiminden oluşmaktadır (Chen, Greene ve Crick, 1998). Diğer bir ifade ile yeterlilik duygusu kendiliğinden oluşmaz. Girişimci olmak isteyen kişinin hedeflerine varma konusunda kendisine yardımcı olacak bilgi ve tecrübeleri biriktirmesi gereklidir. Bu bilgi ve tecrübe oluştuğunda kişinin öz yeterlilik algısı da yükselecektir. Potansiyel girişimci, yapmak istediği konu hakkında hem bilgi hem de tecrübe sahibi oldukça, kurmak istediği girişimi başarıya ulaştırma konusundaki inancı yükselecektir. 4.2. Yenilikçilik Başlangıçta da belirtildiği üzere yenilik yapma, girişimciyi diğer meslek gruplarından ayıran ve girişimcinin bir işletmedeki temel sorumluluk alanını gösteren bir özelliktir. Burada sözü edilen yenilik elbette sadece ürünleri değil, hizmetleri, yeni pazarlar yaratmayı, yeni dağıtım kanallarına girmeyi, süreçleri farklılaştırmayı da kapsamaktadır. Bu nedenle bu kitapta yenilik veya daha popüler ifade ile inovasyon sözünden bu geniş çerçevenin anlaşılması yerinde olacaktır. İşte girişimci de sürekli olarak bu konularla ilgili olarak pazar fırsatlarını gözlemleyen ve piyasadaki gelişmeleri işletmesine entegre etmenin yollarını arayan veya Ar-Ge süreçleri ile bu yenilikleri bizzat ortaya çıkartan kişidir. Elbette yenilikle yoğun şekilde uğraşma sorumluluğu; meraklı olma, gözlem yapabilme becerisi, araştırma yapmayı sevme gibi bir takım özellikleri de beraberinde getirecektir. Girişimci, “Sunduğum ürünü nasıl daha iyi yaparım, hizmet verdiğim müşteri kitlesini nasıl daha iyi tatmin ederim, hitap ettiğim pazarda farklılık yapabilir miyim?” gibi sorularla sürekli olarak kendini geliştirmelidir. 4.3. Risk Alma Risk alma, girişimciliğin ilk tanımlandığı 1730’lu yıllardan günümüze kadar girişimciliğin temeli olan bir özelliği olarak ifade edilmektedir. Gerçekten de girişimcilikte sürekli olarak verilen gelecek yönlü kararlar, her zaman beklendiği gibi sonuçlanmayabilir. Örneğin, işletme kuruluş öncesi yaptığınız satış tahminleri, ürün pazara çıktıktan sonra tahmininizin altında kalabilir daha da kötüsü işletmeyi kapatmak zorunda bile kalabilirsiniz. Girişimcinin risk alma özelliğinden kasıt elbette bir kumarbaz gibi ölçüsüz veya yüksek riskler alması değildir. Aslında Cantillon’un risk alma üzerine geliştirdiği girişimcilik anlayışından günümüze çok sayıda değişiklik olmuştur. Örneğin ünlü yönetim düşünürü Peter Drucker, çok sayıda sözde girişimcinin, yaptığı şeyi doğru düzgün öğrenmeden yaptığı için girişimciliğin riskli algılandığını belirterek, bu tür girişimcilerin yöntemden yoksun ve bilinmesi gereken çok temel kuralları bile çiğnediğini bu yüzden de başarısızlığa uğradıklarını ifade etmiştir (Drucker, 1985). Drucker’a göre yenilik yapan, çevresindeki değişimi doğru okuyarak buna uygun hareket eden girişimciler aslında risk alan değil riski minimize etmeye çalışan girişimcilerdir. Gerçekten de girişimcinin alacağı en büyük risk, pazardaki değişime uygun hareket etmemek ve kendisini yenileyememektir. Bu nedenle girişimciliğin risk alma üzerinden tanımlanması, çok yanlış olmamakla birlikte eksik bir açıklamadır. Girişimci elbette bir takım riskler alarak bir girişimi meydana getirir ve bu çalıştırma sorumluluğunu üzerine alır. Ancak risk alma karar verme ile ilgili bir konudur ve karar verme durumunda olan herkes bu karar ile birlikte gelen riskleri de alacaktır. Karar verme yeteneği gelişmemiş, diğer bir ifade ile gerekli riskleri üstlenemeyen bir kişi iyi bir girişimci, iyi bir yönetici, iyi bir çalışan veya yatırımcı da olamayacaktır. Örneğin, trafiğe çıktığımızda kaza yapma riski vb almış oluruz. Bu riski almak istemezsek, evden dışarı çıkmamak zorunda kalırız. Aldığımız her karar aslında belli riskleri de içinde barındırmaktadır. Bu nedenle risk alma, sadece girişimciler için değil tüm insanlar için geçerli bir konudur. Bir işletme içinde de tüm çalışanlar belirli düzeylerde risk alarak bir takım kararlar alır ve bunları uygularlar. Dolayısıyla risk almayan herhangi bir kişinin olduğunu iddia etmek çok da doğru değildir Girişimciliğin risk ile birlikte çok fazla anılması, belki de girişimcinin aldığı kararların tüm işletmeyi ve onu oluşturan kişileri etkileme özelliği nedeniyle olabilir. Çünkü bir girişimcinin işletme ile ilgili yeni bir ürünü pazara sunma, pazardan çekme, yeni yatırımlar yapma gibi stratejik kararlar vermesi nedeniyle girişimcilik ile riskin birbiriyle yakından bağlantılı olduğu ileri sürülmektedir. Özetle, yaşamın her alanında, her meslekte olduğu gibi girişimcilikte de risk almak önemli bir konudur. Başarılı girişimciler, risk düzeyini potansiyel kazançlara göre ayarlayabilen ve belirsizlik yönetim kapasitesi yüksek olan bireylerdir (Brindley, 2005). Bu nedenle girişimcilerin başarılı olmak için hangi riskleri alacaklarını, bunları nasıl ölçeceklerini ve yöneteceklerini öğrenmeleri gerekir. 4.4. Liderlik Girişimcilikte liderlik özel bir öneme sahiptir. Bir girişimcide veya yöneticide bulunması gereken liderlik özelliğinin varlığı, verimli ve uyumlu çalışan bir işletme organizasyonunu da beraberinde getirmektedir. Bu açıdan liderlikte başkalarını yönlendirme ve onların davranışlarını belirli bir amaç doğrultusunda etkileme yeteneği ön plana çıkmaktadır. Bu liderlik özelliğine sahip kişiler, politika, askerlik, eğitim, spor, sivil toplum kuruluşları ve tabii ki işletme alanında kendilerini gösterebilmektedirler. Tarihsel gelişim içinde bu alanda pek çok etkili ve tanınmış liderden söz edilebilir. İşletmecilik yönünden bakıldığında liderlik, çalışanların davranışlarını işletme amaçları doğrultusunda yönlendirmek ve onları bu amaçlara ulaşacak davranışları gösterme konusunda ikna etmektir. Bu nedenle liderlik sürecinde, çalışanların beğenisini kazanma, onları işletme vizyonu konusunda ikna etme konuları öne çıkmaktadır. Liderlik, çalışanları görevlerini yapma konusunda zor kullanarak değil, ikna gücünü kullanarak onların davranışlarını etkileme sonucu ortaya çıkar. Dolayısıyla, liderin en önemli özelliği, çalışanlarda saygınlık uyandırarak onları, kendi vizyonu doğrultusunda eyleme geçmeye ikna edebilmesidir. Liderlik etme hakkı, grup üyelerinin lider olarak benimsedikleri kişi veya kişilere verdikleri bir ayrıcalıktır (Şimşek ve Çelik, 2011, s. 81). Liderlik ve yöneticilik, çoğu zaman birbiriyle aynı anlamda kullanılmaktadır. Gerçekten de her iki kavram da işletme içinde insanların sevk ve idaresine yönelik süreçleri ifade etmektedir. Ancak liderlik ve yöneticilik eş anlamlı kavramlar değildir. Yöneticilik çoğu zaman bir yönetsel makamı (genel müdür, müdür, şef vs.) ifade ederken, liderlik makamdan kaynaklanmayan, kişisel özellikler bütününü ifade etmektedir. Elbette, işletmede hangi kademede olursa olsun, iyi bir yönetici aynı zamanda liderlik özelliklerine de sahip olmalıdır. Ancak ideal olmasa da, liderlik özelliğine sahip olmayan yöneticileri de işletmelerde görmek mümkündür. Bu nedenle yönetici olmak için lider olmak şart değilse de iyi ve başarılı bir yönetici için liderlik özelliklerinin olması zorunludur. Buna göre yöneticilik ile liderlik arasındaki farklılıklar aşağıda sıralanmıştır (Koçel, 2011) • Yöneticilik bir meslek uygulaması, liderlik insanları etkileme ve harekete geçirme faaliyetleridir. • Yöneticilik bir organizasyon yapısı içinde gerçekleşir, liderlik için bir organizasyonel yapı olmak zorunlu değildir. • Yöneticilik, tanımlı hedeflere ulaştıracak işlerin en etkin şekilde yapılması ile ilgilidir, liderlik ise hedeflerin ve yapılacak işlerin belirlenmesi ile ilgilidir. • Yönetici, sahip olduğu makama verilen yetkileri kullanarak iş yaptırır, liderler ise insanları kişisel özellikleri, davranışları ve insanlara verdiği vizyon, güven ve ilhamla harekete geçirir. • Yöneticinin bir görev tanımı vardır, liderin ise bir görev tanımı yoktur. • Yöneticilik, verilen hedefe ulaşma, liderlik ise değişim ve dönüşüm yapabilme ile ilgilidir. • Yönetici işleri doğru yapan, lider ise doğru işleri yapan kişidir. Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere, lider ile yönetici arasında önemli farklar vardır ve bir yöneticinin aynı zamanda lider özellikleri sergilemesi işletme başarısı açısından önemli bir konudur. O halde bir yöneticinin, sahip olması gereken liderlik özelliklerinin ne olduğunun incelenmesi gerekmektedir  Liderlik özellikleri konusunda çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmalarda yoğun olarak etkili liderlerin özelliklerinin içinde bulunulan duruma, kaynaklara, yapılan işin niteliğine ve karmaşıklığına bağlı olarak değiştiği görülmektedir. Ancak yine de etkili liderin genel özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir (Wagen 2007): • Dürüst ve güvenilir, • Tutarlı, • Azimli ve sabırlı, • Kararlı, • Kendine güvenen, • Anlayışlı, • İşbirliğine önem veren, • Vizyon sahibi, • İletişim yeteneği yüksek, • Sorunlara yaratıcı çözümler üretebilen. Liderin sahip olduğu bu özelliklerin, hem girişimcilik hem de yöneticilik açısından başarılı olma konusunda önemli olduğu açıktır. Bu nedenle girişimci ve/veya yönetici olsun işletmede kritik kararlar verme noktasında bulunan kişilerin bu özelliklere sahip olması ve çalışanlara verdikleri vizyon doğrultusunda etkin bir amaç birliği yaratmaları gereklidir. Başarılı bir liderlik için, diğer bir ifadeyle çalışanları bir amaç doğrultusunda harekete geçirebilmenin temelinde güven bulunduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle çalışanlarda güven duygusu yaratamayan bir girişimcinin lider olması beklenemez (Maxwell, 2010). Bu nedenle kişisel dürüstlük, liderliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Ünlü yönetim düşünürü Drucker, dürüstlükten yoksun bir kişinin işletmede lider olamayacağını ve zamanla insanların onun peşinden gitmeyi de bırakacaklarını belirtmiştir (Cohen, 2010). Dürüstlük ve güven özelliklerinin üzerine yukarıda maddelenen diğer özelliklerin geliştirilmesi, girişimciyi aynı zamanda etkin bir lider haline getirecektir. Dolayısıyla burada sayılan özelliklerin incelenmesi ve hangi konularda iyi, hangi konularda eksik olunduğuyla ilgili bir çalışma yapılması girişimci adaylarına tavsiye edilmektedir. Çünkü liderlik özellikleri güçlü olan bir girişimci, hem kaynakları değerlendirecek hem de ekibin motivasyonunu yüksek tutarak işletmenin amacına ulaşmasını sağlayacaktır