Tahsil Zamanaşımını Durduran Ve Kesen Haller Nelerdir?

Ana Sayfa > SGK

Tahsil Zamanaşımını Durduran Ve Kesen Haller Nelerdir?

Zamanaşımının durması (tatili, işlememesi); kanunda sayılan sebeplerden birinin varlığı halinde, zamanaşımı süresinin işlemeye başlamaması ve başlamışsa bu sebep ortadan kalkıncaya kadar durarak devam etmemesi demektir. Zamanaşımını durduran sebebin ortadan kalkmasından itibaren süre durmuş olduğu (kaldığı) yerden itibaren tekrar işlemeye devam eder. Zamanaşımının kesilmesi (kat’ı) ise; kanunda sayılan sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, zamanaşımı süresinin o ana kadar işlemiş (geçmiş) olan kısmının ortadan kalkması ve sürenin baştan/sıfırdan itibaren yeniden işlemeye başlaması demektir.

Zamanaşımının durması ile kesilmesi arasında sadece sebepleri bakımından değil, hükümleri bakımından da fark vardır. Zamanaşımın durmasında o ana kadar işlemiş olan süre saklı kalırken; zamanaşımın kesilmesinde işlemiş olan süre tamamen yok olmakta ve süre baştan itibaren yeniden işlemeye başlamaktadır. Görüldüğü üzere, zamanaşımının kesilmesi, zamanaşımının durmasından farklı olarak, kesilme anına kadar işlemiş bulunan sürenin bütün sonuçlarını ortadan kaldırmaktadır.Diğer ifade bir ile zamanaşımın durması halinde, durma tarihine kadar geçen süreler hesaba katılırken; kesilmesinde ise, geçmiş olan sürelerin silinmesi ve zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başlaması zamanaşımının durması ile kesilmesi arasındaki en önemli farkı oluşturmaktadır.

Tahsil zamanaşımını durduran ve kesen haller 6183 sayılı Kanun’un 103 ve 104. maddelerinde düzenlenmiştir. Öte yandan zamanaşımını durduran ve kesen haller, Kanun metinde tadadi olarak sayıldığından zamanaşımı ancak bu nedenlerin varlığı halinde duracak veya kesilecektir.

1- TAHSİL ZAMANAŞIMINI DURDURAN NEDENLER

Tahsil zamanaşımını durduran haller mezkur Kanun’un 104. maddesinde üç grupta toplanmıştır ve söz konusu durumların devamı süresince zamanaşımı işlemez. Bunlar;

– Borçlunun yabancı memlekette bulunması,

– Borçlunun hileli iflas etmesi,

– Borçlunun terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkan bulunmamasıdır. Yukarıdaki nedenlerin ortadan kalkmasıyla birlikte, önceden başlamış olan zamanaşımı, kaldığı yerden işlemeye devam eder.

2- TAHSİL ZAMANAŞIMINI KESEN NEDENLER

Tahsil zamanaşımını kesen nedenlere, 6183 sayılı Kanun’un 103. maddesinde 11 bent halinde yer verilmiştir. Tahsil zamanaşımını kesen nedenler sırasıyla şöyledir:

– Ödeme,

– Haciz tatbiki,

– Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat,

– Ödeme emri tebliği,

– Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi,

– Yukarıdaki 5 sırada gösterilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması,

– İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi,

– Amme alacağının teminata bağlanması,

– Kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi,

– İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi.

– (5035 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen bent) (31.12.2003 tarihinden geçerli olmak üzere) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.

Yukarıda belirtildiği gibi, tahsil zamanaşımını kesen nedenlerden birinin varlığı halinde zaman aşımı, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından başlayarak yeniden/sıfırdan işlemeye başlar. Önceden

 

işlemiş olan süre göz önünde bulundurulmaz. Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya icranın kaza mercilerince durdurulması hallerinde zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı; takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür.

6183 sayılı Kanun’un 103. maddesine göre, tahsil zamanaşımını kesen nedenlerden birisi ödemedir. Ödeme, vergi borcunun yükümlü tarafından yasalara uygun biçimde yerine getirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu işlemin alacaklı yönünden ifadesine ise tahsil denilmektedir. Tahsil vergilendirmenin son aşamasıdır; muaccel bir vergi borcu ödenmek suretiyle sona erer.Vergi borcunu (geniş anlamda amme borcunu) sona erdiren en doğal yol ödeme olduğuna göre ödeme gerçekleştiğinde, alacak tahsil zamanaşımına uğramayacaktır.

Ödeme, 6183 sayılı Kanun’un 40 ve 41. maddelerinde yazılı esaslar dahilinde yapılır. Zira kanuna uygun şekilde yapılan ödeme ancak bu yolla rızaen yapılan tahsil işlemini ifade eder. Ödeme 6183 sayılı Kanun’un 40. maddesi uyarınca yapılmışsa, bu maddede öngörülen alacaklı tahsil dairesinin yetkili ve sorumlu memurları tarafından kesilecek makbuzun tarihi, ödemenin yapıldığı tarihi göstereceğinden, zamanaşımı o tarihte kesilmiş olur. Şayet ödeme 6183 sayılı Kanun’un 41. maddesinde belirtilen hususi ödeme şekilleri uyarınca yapılmışsa çekin tahsil dairesine veya bankaya verildiği; paranın bankaya veya postaneye yatırıldığı; münakale emri üzerine paranın tahsil dairesi hesabına geçtiği gün ödeme yapılmış sayılacağından zamanaşımı da o gün kesilmiş sayılır.

6183 sayılı Kanun’un 42/2. maddesine göre, çek veya münakale emrinin herhangi bir sebeple tediye edilmemesi halinde amme alacaklısının borçluya karşı rücu hakkı saklı olduğundan bu hallerde zamanaşımının kesilmesinden söz edilemeyeceği açıktır.Öte yandan bazı amme alacakları hususi kanunlarındaki makbuz verilmesinden başka şekillerde ödenmesi halinde de kanuna uygun ödeme söz konusudur. Örneğin basılı damga vurulması veya istihkaktan kesinti yapılması şekilleri ile yapılan ödemeler zamanaşımını keser (Damga vergisi ve harçlarda olduğu gibi.